Mimarlık Tarihinde Tuvaletin Yeri ve Önemi

Tuvaletle mutfağı yan yana çizen mimarım Kemalleddinim, senin 0,1 rapidoyla 'hmmm, tuvalet de burda olsun yaa' diye çiziverdiğin küçük kutucuğun, ileride bol gürültülü ve kokulu bir şer yuvası olacağını hiç tahmin etmedin mi? Hala da etmez misin? Senin hiç, kahvaltı vakti tuvalete giren bir baban olmadı belli ki. Şimdi böyle anlatmayla olmaz, gel birlikte gözlemleyelim ne dertler çizivermişsin:



- Reçelden de ye kuzum (Kuzu benim evet. 30 yaşında bir kuzu)
+ Anne çok güzel olm...
% tzoooorrtototototo (Peder birazdan altındaki Harley motorla yahut çift motorlu kargo uçağıyla tuvaletin kapısını kırıp dışarı fırlayacak.)
+ Neyse ya, ben doydum anam talihsiz anam. Şu an birdenbire şair oldu biricik evladın. Dinle ey ana:

"bana bir şeyler anlat
canım çok sıkılıyor
bana bir şeyler anlat
içim içimden geçiyor.
yanımdasın susuyorsun
susuyor konuşmuyorsun
ana niye konuşup
pederin gürültülerini kamufle etmiyorsun!
depremler oluyor beynimde
helada motor sesi var
yemek yemeye çalışıyorum ana,
içerde s.çan biri var.
way way way way way way..."

Ana oğulu böyle çaresiz böyle yitik bırakıp bir diğer örneğe akalım hadi, düşüncesiz Zaham Hadidim, Tadaom Andom:

Murat 42 yaşında. Öğleyin işyerinin yakınlarındaki bir esnaf lokantasında iki porsiyon nohutun kanına girmiş, soğanı da yanına katık etmiş. Dokunsan patlayacak yiğidim, öyle bi dolu. Arabayı park edip aceleyle apartmana girdi. Asansör meşgul. Koşarak yukarı çıktı. Kendini tuvalete bi atabilse, bi boşaltabilse içindeki zehri. Bi koyurabilse şöyle doya doya, umarsız... Ama Murat'ın karısının altın günü var bugün. Komşu kadınlar mutfakta oturmuş çaylı kekli bol dedikodulu muhabbette. "Aaa Murat bey hoş geldiniz, nasılsınız?" "Çok şükür efendim, ben bi elimi yüzümü yıkayayım ehe ehe.." 

Murat, kara bahtlı Murat mutfağın hemen karşısındaki tuvalete girer de, onca komşu hatunun kulakları dibinde ve dahi onlar güzel pasta kek yerken klozete oturur da, sesini cümle aleme duyurmak isteyen mabadını sıkar sıkar sıkar ve nihayetinde onu özgür bırakırsa? Bırakırsa depremler kopmaz mı bu evde? Bırakmazsa basurlar, hemoroidler, acılar pişmanlıklar...

Bak gördün mü? Ne çileler ne dertler açmışsın gurebanın başına. Şimdi insan bunca zulüm bunca haksızlık görür de rahat yatabilir mi? O zaman ben de ortaya fırlarım ve adama şu soruyu sorarım: İç mimar mısın dış mimar mı?