Uyanma ve Kalkma Arası En Az Yarım Saat Olsun!

Bu önerimi Meclis Genel Kurulu'na sunmayı planlıyorum. Bunu yaparken de Kamer Genç'i kullanmayı uygun buldum. Hakkımı savunsum. Hakkımı Savunma Bakanı...
Uyandığımda çok fena bir insan oluyorum ben (Çekilmez bir adam, aksi, nalet. İşte Volkan Konak bu şarkıyı yeni uyanmış ve elinde çalar saatle yatağın ortasında otururken yaptı.) hatta insan olmak için bile en az 3 dakika geçmesi gerekiyor. O anda uzaylı mıyım? Böceğe dönüşmüş bir zavallı mıyım? Gregor muyum, Samsa mıyım? Alice miyim ve harikalar diyarında mıyım? Tombul parmaklarıyla sayma hareketi yapan bir futbol yorumcusu muyum?.. O 3 dakikada bunların hiçbirinden emin olamıyorum. Yapabildiğim tek şey, tek gözümü açabilmek. Açmak da değil, aralamak.

Askerde 3-6 nöbetine kalktığım zamanlar, nöbet kulesine gittikten 15 dakika sonra nerede olduğumun ayırdına varabiliyordum. Kışla kâh Dolmabahçe'dekn İnönü Stadı'na uzanan ağaçlı cadde oluyordu, kâh çimlerinde uyuduğum kampus, kâh mahallede top oynadığımız boş arsa, kâh bir sahil kasabası...

Uyandıktan sonra malul malul (malul=çalar saat gazisi) tavana bakarım. Tarifi pek mümkün olmayan bir zaman dilimi bu; varla yok arası. Yani o anda kendimi Metin Milli olduğuma inandırabilirim. Ya da annem 'Metin oğlum hadi kahvaltıya' dese tüm günümü beyazlar içinde bir Metin Milli olarak geçirebilirim. Havuz başlarında dolanır, otobüsçü gözlükleri takar ve seviyorum işte var mı diyeceğin diye restler çekerim.

Normalde kafamın içinde beslediğim kırk küsur tilki o anda hala uyuyor olduğundan, en saf halimdir uykuyla uyanıklık arası. Farz et ki bu Kayserili çakal gitmiş, yerine süt gibi pamuk gibi bi yavrucak gelmiş. Kafa o derece sıfırlanmış durumda.

Enerji bakımından da tabiri caizse manda herzesi kıvamında olurum. Manda herzesinin yere yapışması gibi yapışırım yatağa. Ayağa kalkıp iş görme ihtimalim, manda herzesinin dile gelip Avrupa Birliği sürecinde Türk diplomasisinin doğruları, yanlışları ve önerilen çıkış noktaları konulu bir konferans vermesi ihtimaliyle at başıdır. Manda, at derken iyice kırsala vurdum kendimi. Ben köyümü özlemişim besbelli. Köyüm var benim. Kendime ait. Marabalarım, arabalarım, at çiftliklerim, dağlarım, bayırlarım, gelin alaylarım var...

Yeni uyanmış halimin tuvalete gidişi 7 kadeh rakı içip tuvalete giden adam ayarında olup, duvara kapıya çarpmadığım nadirdir. Yalpalarım. Saçmalarım. Ne dediğim anlaşılmaz. Fena olurum. İşte tüm bu doğrular ışığında insanlıktan ricam: Yeni uyanmış birine soru sormayın, 'hadi çabuk kalk, geç kaldın' demeyin, üzerindeki yorganı çekmeyin... Bir süre bekleyin lütfen; beyni bilinci tam olarak yerine otursun, yazıktır...